Gastrokonya Mutfaðý
Argeon Turizm
Hostelida
Ýdates Karavan

SELÇUKLUNUN ÝZÝNDE KONYA ANISINA |ÞEHÝR OTELLERÝ KONAKLAMA -  5 GÜN FULL PAKET

Konya kentinin Selçuklu hâkimiyetine geçiþi 1071 yýlýnda Anadolu’nun kapýlarýnýn Türklere açýldýðý Malazgirt Muharebesi'nden birkaç yýl sonrasýna gerçekleþmiþtir.

1079 yýlýnda Anadolu Selçuklularý devletin baþkenti olmuþtur. Kentin ilk yerleþim bölgesi Alâeddin Tepesi olup ayný zamanda bu döneminde saray ve ulu cami gibi önemli yapýlar inþa edilmiþtir.

Konya Hava limanýndan sizleri karþýlýyoruz. Rehberimiz ile birlikte Konaklama yapacaðýmýz Otelimize Ulaþým saðlýyor ve dinlenmeniz için serbest zaman veriyoruz. Zaman durumuna göre bugün Serbest Programlar yapýlacaktýr, konaklma bölgemiz tanýnacaktýr.

Konaklama Otelimizde: 4/5* Otellerde Konaklama yapýlacaktýr.

Programýn ilk günündeyiz, ilk sabah kahvaltýmýz olacak, Otelimizde alacaðýmýz Açýk Büfe Kahvaltýnýn ardýndan Bugün Selçuklu Baþkenti Konya Þehrini gezmeye baþlýyoruz. Gezimiz öncelikle Alâeddin Camii ve Alaeddin Tepesi ile baþlýyoruz.

ALAADDÝN CAMÝÝ: Anadolu Selçuklu Devri Konya’nýn en büyük ve en eski camisidir. Þehrin merkezinde yüksekçe bir Hüyük olan Alâeddin Tepesi üzerine inþa edilmiþtir. Selçuklu Sultaný Rükneddin Mesut I’in son zamanlarýnda baþlanýlmýþ, Kýlýçaslan I I (1156-1192) devrinde inþaatýna devam edilmiþ, Sultan Alâeddin Keykubad I tarafýndan 1221 yýlýnda tamamlanarak hizmete açýlmýþtýr. Camii Ýslam mimarisi yapý tarzýnda inþa edilmiþtir. Üzeri aðaç ve toprakla örtülmüþtür. Ýçerisi Sütunlar ormanýný andýrmaktadýr. Bizans ve klasik devirlere ait 41 taþ mermer sütundan ibarettir. Camiinin en ilginç taraflarýndan birisi de minberidir.

Minber abanoz aðacýndan birbirine geçmiþ olup, Anadolu Selçuklu ahþap iþlemeciliðinin en güzel örnekleridir. 1155 yýlýnda Ahlat’lý Mengum Berti tarafýndan yapýlmýþ bir þaheserdir. Çinilerle süslü mihrabýn önünde çini süslü kubbesiyle örtülmüþ bir saha mevcuttur. Mihrap ve kubbelerin çinileri kýsmen sökülmüþtür.

Cami ve Aleadddin Tepesi görülmesinin ardýndan hemen yaný baþýnda olan Karatay Medresesi Göreceklerimiz arasýnda.

KARATAY MEDRESESÝ: Karatay Medresesi, Sultan Ýzzeddin Keykavus II. Devrinde Emir Celalettin Karatay tarafýndan, 649 Hicri (1251 Miladi) yýlýnda yaptýrýlmýþtýr. Mimarý bilinmemektedir. Osmanlýlar Devrinde de kullanýlan Medrese XIX. Yüzyýlýn sonlarýnda terk edilmiþtir. Anadolu Selçuklu devri çini iþçiliðinde önemli yeri b ulunan Karatay Medresesi 1955 Yýlýnda “Çini Eserler Müzesi” olarak ziyarete açýlmýþtýr. Karatay Müzesinde, Beyþehir Gölü kenarýndaki Kubad-Âbad Sarayý kazý buluntularý arasýnda olan duvar çinileri, çini ve cam tabaklar ile Konya ve yöresinde bulunan Selçuklu ve Osmanlý Dönemlerine ait çini ve seramik tabaklar, kandiller ve alçý buluntularý sergilenmektedir.

Yine bir baþka eserlerimizden ÝNCE MÝNARE Selçuklu miraslarýmýz arasýnda nadide yapýlarýmýzdan biridir. Karatay Medresesine Yürüyüþ mesafesinde olan Ýnce minare müzesine gidiyor.

ÝNCE MÝNARE MÜZESÝ: Selçuklu Veziri Sahip Ata Fahreddin Ali tarafýndan hadis ilmi okutulmak üzere (Hicri 663) 1254 yýlýnda yaptýrýlmýþtýr. Mimarý Abdullah oðlu Kelük’tür. Selçuklu taþ iþçiliði þaheserlerinden olan taç kapýsý üzerinde kabartmalý geometrik ve bitkisel bezemelerle birlikte Selçuklu sülüsüyle yazýlmýþ “Yasin ve Fetih” sureleri vardýr. Minare kaidesi kesme taþla kaplý tuðla malzeme kullanýlarak yapýlmýþ ve ön cephede akant yapraðý ile bezelidir. Selçuklu, Beylikler ve Osmanlý dönemine ait taþ ve ahþap eserler teþhir ed ilmektedir.

Bugünün son zamanlarýnda ise Selçuklu dönemi mutfaðýný inceliyoruz, öncelikle mutfaðýn bir evin avlusunda ( Hayat kýsmýnda) yetiþen ürünler ile yazlýk ve kýþlýk ayrýlarak, dýþarýdan çarþý ve pazardan alýþ veriþ yapmaya gerek kalmaksýzýn elde edilen yemeklerdir. Bugün bir menü oluþturuyoruz ve bunu menü için alýþ veriþ yapmak üzere Karýlar Pazarýna gidiyoruz. Karý o dönemin bilgin, dili hoþ anlatýmý güzel olan kiþilere denilirdi, buraya gelerek çevresine toplanan kalabalýða anlatýmlar yaparlardý bu sebepten pazarýn ismi Karýlar Pazarý olarak kalmýþtýr. Menümüz Terhun Çorbasý – Kuru Patlýcan – Biber – Kabak Sarmasý ve hafif tatlýlardan Höþmerim olacaktýr, yukarýda söylediðimiz gibi mevsimsel deðiþiklikler gösteren yemeklerimizde bahçemizde olanlarý topraðýndan olmayanlarý ise rehberimizin vereceði bilgiyle pazardan tedarik ediyoruz ve Atölyemize gidiyoruz. Bugün öðle yemeðimiz ise Yaðlý Somun ismini verdiðimiz küf peynir ve Demleme çay ile olacaktýr.

Þef, Yemek bilgini sizlere yardýmcý olacak Aþçýmýz ile önce Yemek tariflerini sunacaðýz ardýndan öncesinde yapýlan bu menüyü tadacaðýz, nasýl bir tat yakalamamýz gerekliliði görsel, koku ve tadýyla sizlere gösterildikten sonra þefimiz ile birlikte çalýþmalara baþlýyoruz.

Keyifli bir o kadarda zorlandýðýmýz bu zaman diliminde her bir yemeðimizin yapýlmasý aþamasýnda rehberimizin yöreye ait anlatacaðý Fýkralar, Hikâyeler ve yaptýðýmýz yemeklerin günümüze geliþ süreçlerini dinleyeceðiz. Hep birlikte yemeklerimizi tadacaðýz, yöreden jürilerimiz ile keyifli bir yarýþmamýzda olacak ki tadýmýzý, menümüzü, þartlarýný yerine en iyi getiren adayýmýza küçük hediyelerimiz olacak.

Bugünün sonunda yemeklerimizi yedik ve karnýmýzý doyurmuþsak otelimize hareket ediyoruz, Konaklama ve akþam yemeði otelimizde.

Sabah Otelde alacaðýmýz Kahvaltýnýn ardýndan Konya’nýn Yöresel Kahvaltýsýný yapmak üzere otelden ayrýlýyoruz, Yöresel kahvaltýmýzý Lokma hane’de aldýktan sonra, Selçukluyu tanýmaya devam etmeliyiz.

SAHÝP ATA KÜLLÝYESÝ: Anadolu Selçuklu Devleti Vezirlerinden Sahip Ata tarafýndan 1258-1283 yýllarý arasýnda inþa edilmiþ olan mescit türbe, hanigâh e hamamdan ibarettir. Mimarý Abdullah Bin Kellük’tür.

SIRÇALI MEDRESE: Sýrçalý Medrese 1242 yýlýnda Bedreddin Muhlis tarafýndan Fýkýh ilmi okutturulmak için yaptýrýlmýþtýr. Açýk Avlulu Medrese tipindedir. Sanat yönünden çok zengin Selçuklu, Beylikler ve Osmanlý devirlerine ait mezar taþlarý bulunmaktadýr. Gezilerini yaptýktan sonra Konya Denilince aklan ilk gelen ve ana yemek olarak kabul edilen ETLÝEKMEK ile tanýþacaðýz. Bunun için Konya’nýn Köklü Restoranlarýndan birine gidiyoruz. LOKMAHANE’ DE yiyeceðimiz Etli ekmek – emek emek yapýlan Turþular ve mis ayran ikramý yine sadece Konya’da göreceðiniz Bamya Çorbasýný tadacaðýz. Mengüç caddesinde kýsa yürüyüþ ile Mevlana’yý tanýyacak Mevlana meydan’da unutulmaz kareler alacaksýnýz ve öðleden sonra nadide bir köye gidiyoruz. Þehre yaklaþýk 10 km uzaklýkta olan Sille’nin tarihi yaklaþýk olarak 5 bin yýl öncesine kadar gitmektedir. Yapýlan kazýlarda M.Ö. 8. yüzyýl Frig’lere ait bazý kalýntýlara rastlanmýþtýr.  Roma döneminde yerleþim bölgesi olarak kullanýlmýþtýr. Roma ve Bizans dönemlerinin izlerini taþýyan yapýlarýn varlýðý bu bilgileri kanýtlamaktadýr.

Sille Köyünde göreceðimiz yerlerin baþýnda Aya elana Kilisesi Bulunuyor, Aya Elena Kilisesi: Bizans Ýmparatoru Konstantinus’un annesi tarafýndan 327 yýlýnda yapýlan kilise ismini de imparatorun annesi Helena’dan almýþtýr. Rivayetlere göre Helena, Kudüs’e giderken burada konaklamýþ ve buraya bir kilise yapýlmasýný emretmiþtir. Kilise geçirdiði uzun süre içinde birkaç defa onarýmdan geçmiþtir. Üzerindeki kitabede belirtildiði gibi son onarýmý ise 1833 yýlýnda yapýlmýþtýr.

Bugün müze olarak hizmet veren kilisenin yapýmýndan Sille taþlarý kullanýlmýþtýr. Avlusundaki maðaralar ise oda olarak kullanýlmýþtýr. Aya Elena Kilisesi giriþ ücreti bulunmamaktadýr ve cuma günleri dýþýnda hizmet vermektedir.

Buradan yürüyerek köyün iç kýsýmlarýna ilerliyoruz, saðýmýzda kalacak Sille Maðaralarýna týrmandýktan sonra buranýn mazisini rehberimizden dinliyoruz.

SÝLLE MAÐARALARI: Buradaki maðaralarýn 11. yüzyýlda yapýldýðý tahmin edilmektedir. Ýlçedeki maðaralarýn yaklaþýk olarak 40 adet olduðu belirtilmektedir. Maðaralarýn oyulmasý yoluyla yapýlan manastýr da erken dönem Hristiyanlýk eserlerinden biri olarak kabul görür.

Köyün içerisinde vereceðimiz molanýn ardýndan, aracýmýzla Semt Pazarýna gidiyoruz, Türkiye’de pazarlar Günün sonunda biraz daha ekonomik fiyatlarda olurlar, satýlmamýþ ürünlerin satýlmasý, depolara gitmemesi amaç edinilir, Akþam yemeðimiz için Rehberimizin bildireceði Malzemeleri alýyoruz. Akþam yemeðimiz sonrasýnda ise Ülkemize götürmek için yapacaðýmýz Turþular için Malzeme ve Þiþe alýmlarýný yapýyoruz.

Alýþ veriþimizin ardýndan ATÖLYEMÝZE dönüyoruz, evimizde vereceðimiz dinlenme ve atölye hazýrlýk için vereceðimiz serbest zamanýn ardýndan rehberimizin bildirdiði saatte Mutfakta hazýrlanýyoruz. Bugün menümüz: Tutmaç Çorbasý – Topalak Yemeði – Ýrmik Helvasý – üzüm Hoþafýndan oluþuyor. Þefimizin tarifi ile baþladýðýmýz programda bir taraftan rehberimiz yemeklerimizin mazisini anlatacaktýr, yemeklerimizin ardýndan tabiî ki bugünde bir jürimiz olacak ve puanlama yapacak, iþini iyi yapan ödüllendirilecektir.  Sonrasýnda Konaklama için otelimize gidiyoruz.                               

Otelde alacaðýmýz Sabah Kahvaltýsýnýn arýndan Bugün Programda Konya merkeze 100 km uzaklýkta bulunan Bir göl ilçesi var, buranýn adý BEYÞEHÝR.. Gezimizin ilk duraðý TINAZTEPE MAÐARASI: Seydiþehir sýnýrýnda bulunan Týnastepe Maðarasý olacaktýr,  Dünyanýn üçüncü, Türkiye'nin en büyük maðarasýndayýz, Toplam uzunluðu 22 km, gezilebilen bölümü 1580 metredir. Sonundaki 64 metrelik iniþ dýþýnda tamamen yatay özellikte bir maðaradýr. Yaklaþýk 1,5 saatimizi alacak maðara yürüyüþümüz sizleri çok etkiyecektir, maðara içerisinde korunan Peynir ve benzeri ürünleri görecek bir kez daha etkileneceksiniz.

Aracýmýzla Beyþehir istikametinde yol alýyoruz, þirin ilçemize ulaþtýðýmýzda bizi Türkiye’nin ikinci büyük gölü karþýlayacak, göl kenarýnda yürüyüþle baþlýyoruz. Yürüyüþün ardýndan, " EÞREFOÐLU CAMÝÝ " Göreceðiz.. Bu camii Anadolu'daki ahþap direkli camilerin en büyüðü ve orijinalidir. Sonra gölde Tekne Turu’na Çýkýyoruz " Ortalama olarak 1 saat sürecek programda adaya çýkarak güzel kareler yakalayacaðýz,

Öðle yemeðimizi almak için yaka Manastýr’a gideceðiz burada tarhanayý tanýyacak, tarhana yapýmýný öðreneceðiz, bu sýrada kurutulan tarhanalarýn ülkenize götürecek olmanýz sizleri mutlu edecektir. Beyþehir dilince akla ilk gelen sazan balýklarýdýr. Bu nedenle buraya gelip balýk yenilmeden gidilmez, balýðýmýzýn yanýnda mezelerimizi afiyetle yedikten sonra Son duraðýmýz olan  " Eflatun Pýnar "  görüyoruz, sonra Konya’ya dönüyoruz.. Tarhana Çorbasý – Sazan Balýðý – Yeþillik Salatasý Öðle Menümüz olacaktýr.

Bu Akþam yemek yemiyoruz, Beyþehir’de geç yediðimiz öðle yemeði sonrasý bu gece ara aþýmýzý yiyeceðiz, Konya’da varlýklý ailelerin geç saatlerde yedikleri ve özellikle kýþ aylarýnda daðda avlanan tavþan etinden çorbasý yapýlan bu yiyecek Halk arasýnda ARABAÞI olarak ta bilinmektedir. Þefimizi ile birlikte yapacaðýmýz Ara aþý hamuru ve öncesinde hazýrlanmýþ tavþan eti çorbasý ile gecenin ilerleyen saatlerinde afiyetle yemeðimizi yiyoruz. Üzerine Türk kahvemizi sohbet eþliðinde içtikten sonra otelimize Transfer.

Konaklama Otelimizde

Gece menüsü
Tavþan Etli Çorba
Çorba Hamuru

Bugün maneviyatý yüksek bir gün yaþayacaðýz, kahvaltýmýz alýyor ve rehberimizin gün içerisinde yapýlacak programý anlatmasýnýn ardýndan Konya Þehir merkezine hareket ediyoruz.

Öncelikle Türklerde Hunlardan, Selçukluya Osmanlýdan Türkiye Cumhuriyetine deðiþmeyen gelenek büyüklerin ve eðitenlerin öncelikli olmasýdýr, bu sebeple Mevlana’nýn Hocasý eðitmeni Þems Tebriz ilk ziyaret noktamýz oluyor, ÞEMS TEBRÝZÝ

MEVLANA’NIN; Onun ýþýðý vurmazdan önce ölü bir nakýþtým sadece taþ duvarlarýnýzda. O, elindeki yay ile vurmazdan önce tellerime; hep ayný nameyi çalýp söyleyen, kendi sesine yabancý bir kuru rebaptým. Ben onun avucunda baðlar, bahçeler aðaçlar görür; deryalar gibi geniþ, deryalar kadar berrak sular görürüm. Onun avucunda çýkan aðaçlarýn gölgesinde dinlenirim. Dediði Þems Tebrizi hakkýnda bilgi alýyoruz, ve KADÝM DOSTU, Mevlana Celaddini Rumiye gidiyoruz.

MEVLANA MÜZESÝ: Eskiden Mevlâna'nýn dergâhý olan,1926 yýlýndan beri faaliyet gösteren "Mevlana Türbesi" olarak da anýlan, türbesi dört fil ayaðý üzerine yapýlan Komplekstir. Müze alaný bahçesi ile birlikte 6.500 m² iken, yeri istimlak edilerek Gül Bahçesi olarak düzenlenen bölümlerle birlikte 18.000 m²ye ulaþmýþtýr. Müzenin avlusuna "Dervîþân Kapýsý" ndan girilir. Avlunun kuzey ve batý yönü boyunca derviþ hücreleri yer almaktadýr. Güney yönü, matbah ve Hürrem Paþa Türbesi'nden sonra, Üçler Mezarlýðý'na açýlan Hâmûþân (Susmuþlar) Kapýsý ile son bulur. Avlunun doðusunda ise Sinan Paþa, Fatma Hatun ve Hasan Paþa türbeleri yanýnda semahane ve mescit bölümleri ile Mevlâna ve aile fertlerinin mezarlarýnýn da içerisinde bulunduðu ana bina yer alýr. Avluya Yavuz Sultan Selim'in 1512 yýlýnda yaptýrdýðý üzeri kapalý þadýrvan ile "Þeb-i Arûs" havuzu ve avlunun kuzey yönünde yer alan selsebil adý verilen çeþme, ayrý bir renk katmaktadýr. Rehberimizle birlikte ayrýntýsýyla gezeceðimiz müzenin sonrasýnda öðle yemeðimizi özel bir restoran olan SOMATÇI’da alýyoruz. MEVLEVÝ yemeklerini tadacaðýmýz bu restoranda merak ettiðiniz yemeklerinde tariflerini alabilecekseniz. Bugün Öðle yemeði Menümüz (Þükür Tabaðý,Sirkenci Gün,Hassaten Lokma,Badem Helvasý ) olacaktýr.

(Mevlevi Mutfaðý) Bölgede Farklý konsepti ile dikkat çeken Cafelerde vereceðimiz küçük molalar sonrasýnda Rehberimiz ile birlikte Mevlana Çarþýsýndan geçerek Aziziye Camii görülüp anlatýlacak ve sonrasýnda BEDESTEN’de serbest zaman verilecek.
"Gel, Gel, ne olursan ol, gel! Ýster kâfir, ister mecûsî, ister puta tapan ol, gel!Bizim dergâhýmýz ümitsizlik dergâhý deðildir.Yüz kerre tövbeni bozmuþ olsan da yine gel!" Diye insanlýða seslenen Mevlâna’nýn bölgesinden usulca uzaklaþýyoruz. Konya’nýn ilk yerleþim yerlerinden olan Meram bölgesine gidiyoruz. Vakt-i Þerif hayrola; hayýrlar fethola; þerler defola; derviþ kardeþimizin hizmetleri mübarek ola. Hû diyelim, Hû.. gülbangý ile Mevlevi dergahýnýn önemli isimlerinden ATEÞBAZ VELÝ türbesine gidiyoruz. Bir aþçý olmasýna karþýn türbesi bulunan tek kiþidir. Ateþbaz Veli.. Konya Gastronomisinin Ana Temasýný oluþturur, her yýl düzenli olarak Yemek yarýþmalarý yapýlmaktadýr..

Baðlarý ile Meþhur Meram’a devam ediyoruz, Sözlüklerde,"Ýstek,amaç,gaye,maksat" anlamýna geldiðinden bahsedilen "MERAM" kelimesi, Evliya Çelebi, Seyahatnamesi'nde gezip-gördüðü yerler arasýnda bað bahçe, bostanlardan söz ederken baðlýk-bahçelik bu yerlere her defasýnda "Bað-ý Meram" ifadesini kullanmaktadýr; hatta buralarýn Konya'nýn Meram'ý gibi olduðunu ifade etmektedir. “ Peçevi þehrinin Baruthane mesiresi, Kýrým’ýn Sudak Baðý, Ýstanbul’un 175 ten fazla bahçe ve gülistanlarý, Tebriz’in Þah-ý Cihanbaðý, Konya’nýn Meram Mesiresinin yanýnda bir çemenzar bile deðildir. Meram’da göreceðimiz yerler arasýnda Seyir Terasý – Tavus Baba ve Mesire alaný olacaktýr.

Akþam yemeðimizi Meram’da alýyoruz. BugünAkþam menümüzde Tandýr Çorbasý – Tandýr Kebabý ve Saç arasý olacaktýr. Yemeðimizi aldýktan sonra aracýmýzla MEVLANA KÜLTÜR MERKEZÝNE gidiyoruz.

NOT: Bu akþam atölyemizde yemek yapýmý olmayacaktýr. Sema programýna katýlacaðýz.

MEVLEVÝ SEMA TÖRENÝ: Allah’a ulaþma yolunun derecelerini sembolize eden, içinde dini öðe ve temalar barýndýran ve bu haliyle ayrýntýlý kural ve niteliklere sahip tasavvufî bir törendir. Mevlevîliðe özel bu seremoni, 17 Aralýk 1273 zamanýnda belli bir kurala baðlý kalmaksýzýn yapýlmaktadýr, Tören, birbiriyle bütünlük içinde farklý tasavvufî anlamlar içeren naat, ney taksimi, peþrev, Devr-i Veledî ve dört selâm bölümünden oluþmaktadýr. Sema Töreni, Mevlevîlik kültürünün doðru olarak aktarýlabileceði mekânlarda gelenekten gelen Mevlevî müziði ile icra edilir. Itri’nin rast makamýnda bestelediði 17. yüzyýlýn sonundan itibaren çalýnmakta olan naat-ý þerif ile törene baþlanýr. Pir Adil Çelebi gibi bestekârlar tarafýndan bestelenmiþ ilahiler, müzik eðitimi almýþ koro tarafýndan okunur. Ney, kudüm ve ut gibi enstrümanlar, koroya eþlik eder.

Program yaklaþýk 2 saat sürmektedir. Programýn bitiminden sonra Otele transfer ve Konaklama