• +90 850 302 7073
  • info@gastrokonya.org
GASTRONOMİ TURLARI

Konya Lezzetleri 3 Gün


MENÜ VE ETKİNLİK DETAYLARI


1.Gün | Geliş Günü Dinlenme – Alışma
Öğle Menüsü                   : 
Konya’ya Geliş Saatine göre Belirlenecektir.
Akşam Menüsü                               : 
Yufka Ekmek – Kuzine Sobada Soğan – Patates Pişirilecek, Yeşillikler ve Baharatlar.
Etkinlik                                : İlk Gün, Dinlenme ve Ev Tanıtımı

 

2.Gün | Selçuklunun izinde
Kahvaltı                              : 
Otelde Açık büfe Kahvaltı
Öğle Menüsü                   : 
Yağlı Somun ( Küf Peynirli ) – Demleme Çay ve Ayran
Akşam Menüsü                               : 
Terhum Çorbası – Kuru Patlıcan-Biber-Kabak Sarması – Höşmerim – Şerbet
Etkinlik                                : Selçuklu Eserleri Geziliecek, Pazara Gidilip alış veriş yapılacak, Atölyede Yemek yapılacak, akşam sohbetine Şerbet yapılacak, Yöresel Oyunlar oynanacak.

 

3.Gün | Selçuklu – Aya Elana ve Sille Köyü
Kahvaltı                              : 
Yöresel Konya kahvaltısı yapılacaktır.
Öğle Menüsü                   : 
Bamya Çorbası – Etli ekmek – Turşu - Garnitür
Akşam Menüsü                               : 
Tutmaç Çorbası – Topalak – İrmik Helva – Üzüm Hoşafı
Etkinlik                                : Selçuklu Eserleri ve Sille Köyü ile Aya Elana Kilisesi Gezilecek, Pazara Gidilip alış veriş yapılacak, Atölyede Yemek yapılacak, akşam Eve Götürmek için Atölyede Turşu yapılacaktır.

 

4.Gün | Selçuklu – Mevlana - Mevlevilik
Kahvaltı                              : 
Otelde Açık büfe Kahvaltı
Öğle Menüsü                   : 
Şükür Tabağı – Sirkeci gün – Hassasaten Lokma – Badem Helvası )
Akşam Menüsü                               : 
Tandır Çorbası – Tandır Kebabı – Saç arası tatlısı
Etkinlik                                : Mevlevilik ve Mevlana Gezileri yapılacak, Şems Tebrizi ve Ateşbaz Veli gezilecek, Meram Bağları Görülecek ve SEMA PROGRAMI yapılacaktır. Bu akşam Atölye Etkinliğimiz olmayacaktır.

Gastrokonya Mutfağı
Argeon Turizm
Hostelida
İdates Karavan

Acentayı Arayınız : 0332 352 3132

 

SELÇUKLUNUN İZİNDE KONYA ANISINA |ŞEHİR OTELLERİ KONAKLAMA -  3 GECE FULL PAKET

Konya kentinin Selçuklu hâkimiyetine geçişi 1071 yılında Anadolu’nun kapılarının Türklere açıldığı Malazgirt Muharebesi'nden birkaç yıl sonrasına gerçekleşmiştir.

1079 yılında Anadolu Selçukluları devletin başkenti olmuştur. Kentin ilk yerleşim bölgesi Alâeddin Tepesi olup aynı zamanda bu döneminde saray ve ulu cami gibi önemli yapılar inşa edilmiştir.

1.GÜN

                       SELÇUKLU TOPRAKLARINA HOŞ GELDİNİZ

Konya Hava limanından sizleri karşılıyoruz. Rehberimiz ile birlikte Konaklama yapacağımız Otelimize Ulaşım sağlıyor ve dinlenmeniz için serbest zaman veriyoruz. Zaman durumuna göre bugün Serbest Programlar yapılacaktır, konaklama bölgemiz tanınacaktır.

Konaklama Otelimizde: 4/5* Otellerde Konaklama yapılacaktır.

2.GÜN

SELÇUKLU ESERLER KEŞFİ

Programın il günündeyiz, ilk sabah kahvaltımız olacak, Otelimizde alacağımız Açık Büfe Kahvaltının ardından Bugün Selçuklu Başkenti Konya Şehrini gezmeye başlıyoruz. Gezimiz öncelikle Alâeddin Camii ve Alaeddin Tepesi ile başlıyoruz.

ALAADDİN CAMİİ: Anadolu Selçuklu Devri Konya’nın en büyük ve en eski camisidir. Şehrin merkezinde yüksekçe bir Hüyük olan Alâeddin Tepesi üzerine inşa edilmiştir. Selçuklu Sultanı Rükneddin Mesut I’in son zamanlarında başlanılmış, Kılıçaslan I I (1156-1192) devrinde inşaatına devam edilmiş, Sultan Alâeddin Keykubad I tarafından 1221 yılında tamamlanarak hizmete açılmıştır. Camii İslam mimarisi yapı tarzında inşa edilmiştir. Üzeri ağaç ve toprakla örtülmüştür. İçerisi Sütunlar ormanını andırmaktadır. Bizans ve klasik devirlere ait 41 taş mermer sütundan ibarettir. Camiinin en ilginç taraflarından birisi de minberidir.

Minber abanoz ağacından birbirine geçmiş olup, Anadolu Selçuklu ahşap işlemeciliğinin en güzel örnekleridir. 1155 yılında Ahlat’lı Mengum Berti tarafından yapılmış bir şaheserdir. Çinilerle süslü mihrabın önünde çini süslü kubbesiyle örtülmüş bir saha mevcuttur. Mihrap ve kubbelerin çinileri kısmen sökülmüştür.

Cami ve Aleadddin Tepesi görülmesinin ardından hemen yanı başında olan Karatay Medresesi Göreceklerimiz arasında.

KARATAY MEDRESESİ: Karatay Medresesi, Sultan İzzeddin Keykavus II. Devrinde Emir Celalettin Karatay tarafından, 649 Hicri (1251 Miladi) yılında yaptırılmıştır. Mimarı bilinmemektedir. Osmanlılar Devrinde de kullanılan Medrese XIX. Yüzyılın sonlarında terk edilmiştir. Anadolu Selçuklu devri çini işçiliğinde önemli yeri b ulunan Karatay Medresesi 1955 Yılında “Çini Eserler Müzesi” olarak ziyarete açılmıştır. Karatay Müzesinde, Beyşehir Gölü kenarındaki Kubad-Âbad Sarayı kazı buluntuları arasında olan duvar çinileri, çini ve cam tabaklar ile Konya ve yöresinde bulunan Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait çini ve seramik tabaklar, kandiller ve alçı buluntuları sergilenmektedir.

Yine bir başka eserlerimizden İNCE MİNARE Selçuklu miraslarımız arasında nadide yapılarımızdan biridir. Karatay Medresesine Yürüyüş mesafesinde olan İnce minare müzesine gidiyor.

İNCE MİNARE MÜZESİ: Selçuklu Veziri Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından hadis ilmi okutulmak üzere (Hicri 663) 1254 yılında yaptırılmıştır. Mimarı Abdullah oğlu Kelük’tür. Selçuklu taş işçiliği şaheserlerinden olan taç kapısı üzerinde kabartmalı geometrik ve bitkisel bezemelerle birlikte Selçuklu sülüsüyle yazılmış “Yasin ve Fetih” sureleri vardır. Minare kaidesi kesme taşla kaplı tuğla malzeme kullanılarak yapılmış ve ön cephede akant yaprağı ile bezelidir. Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemine ait taş ve ahşap eserler teşhir ed ilmektedir.

Bugünün son zamanlarında ise Selçuklu dönemi mutfağını inceliyoruz, öncelikle mutfağın bir evin avlusunda ( Hayat kısmında) yetişen ürünler ile yazlık ve kışlık ayrılarak, dışarıdan çarşı ve pazardan alış veriş yapmaya gerek kalmaksızın elde edilen yemeklerdir. Bugün bir menü oluşturuyoruz ve bunu menü için alış veriş yapmak üzere Karılar Pazarına gidiyoruz. Karı o dönemin bilgin, dili hoş anlatımı güzel olan kişilere denilirdi, buraya gelerek çevresine toplanan kalabalığa anlatımlar yaparlardı bu sebepten pazarın ismi Karılar Pazarı olarak kalmıştır. Menümüz Terhun Çorbası – Kuru Patlıcan – Biber – Kabak Sarması ve hafif tatlılardan Höşmerim olacaktır, yukarıda söylediğimiz gibi mevsimsel değişiklikler gösteren yemeklerimizde bahçemizde olanları toprağından olmayanları ise rehberimizin vereceği bilgiyle pazardan tedarik ediyoruz ve Atölyemize gidiyoruz. Bugün öğle yemeğimiz ise Yağlı Somun ismini verdiğimiz küf peynir ve Demleme çay ile olacaktır.

Şef, Yemek bilgini sizlere yardımcı olacak Aşçımız ile önce Yemek tariflerini sunacağız ardından öncesinde yapılan bu menüyü tadacağız, nasıl bir tat yakalamamız gerekliliği görsel, koku ve tadıyla sizlere gösterildikten sonra şefimiz ile birlikte çalışmalara başlıyoruz.

Keyifli bir o kadarda zorlandığımız bu zaman diliminde her bir yemeğimizin yapılması aşamasında rehberimizin yöreye ait anlatacağı Fıkralar, Hikâyeler ve yaptığımız yemeklerin günümüze geliş süreçlerini dinleyeceğiz. Hep birlikte yemeklerimizi tadacağız, yöreden jürilerimiz ile keyifli bir yarışmamızda olacak ki tadımızı, menümüzü, şartlarını yerine en iyi getiren adayımıza küçük hediyelerimiz olacak.

Bugünün sonunda yemeklerimizi yedik ve karnımızı doyurmuşsak otelimize hareket ediyoruz, Konaklama ve akşam yemeği otelimizde.

3.GÜN

SELÇUKLU VE AYAELANA – SİLLE

Sabah Otelde alacağımız Kahvaltının ardından Konya’nın Yöresel Kahvaltısını yapmak üzere otelden ayrılıyoruz, Yöresel kahvaltımızı Lokma hane’de aldıktan sonra, Selçukluyu tanımaya devam etmeliyiz.

SAHİP ATA KÜLLİYESİ: Anadolu Selçuklu Devleti Vezirlerinden Sahip Ata tarafından 1258-1283 yılları arasında inşa edilmiş olan mescit türbe, hanigâh e hamamdan ibarettir. Mimarı Abdullah Bin Kellük’tür.

SIRÇALI MEDRESE: Sırçalı Medrese 1242 yılında Bedreddin Muhlis tarafından Fıkıh ilmi okutturulmak için yaptırılmıştır. Açık Avlulu Medrese tipindedir. Sanat yönünden çok zengin Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı devirlerine ait mezar taşları bulunmaktadır. Gezilerini yaptıktan sonra Konya Denilince aklan ilk gelen ve ana yemek olarak kabul edilen ETLİEKMEK ile tanışacağız. Bunun için Konya’nın Köklü Restoranlarından birine gidiyoruz. LOKMAHANE’ DE yiyeceğimiz Etli ekmek – emek emek yapılan Turşular ve mis ayran ikramı yine sadece Konya’da göreceğiniz Bamya Çorbasını tadacağız. Mengüç caddesinde kısa yürüyüş ile Mevlana’yı tanıyacak Mevlana meydan’da unutulmaz kareler alacaksınız ve öğleden sonra nadide bir köye gidiyoruz. Şehre yaklaşık 10 km uzaklıkta olan Sille’nin tarihi yaklaşık olarak 5 bin yıl öncesine kadar gitmektedir. Yapılan kazılarda M.Ö. 8. yüzyıl Frig’lere ait bazı kalıntılara rastlanmıştır.  Roma döneminde yerleşim bölgesi olarak kullanılmıştır. Roma ve Bizans dönemlerinin izlerini taşıyan yapıların varlığı bu bilgileri kanıtlamaktadır.

Sille Köyünde göreceğimiz yerlerin başında Aya elana Kilisesi Bulunuyor, Aya Elena Kilisesi: Bizans İmparatoru Konstantinus’un annesi tarafından 327 yılında yapılan kilise ismini de imparatorun annesi Helena’dan almıştır. Rivayetlere göre Helena, Kudüs’e giderken burada konaklamış ve buraya bir kilise yapılmasını emretmiştir. Kilise geçirdiği uzun süre içinde birkaç defa onarımdan geçmiştir. Üzerindeki kitabede belirtildiği gibi son onarımı ise 1833 yılında yapılmıştır.

Bugün müze olarak hizmet veren kilisenin yapımından Sille taşları kullanılmıştır. Avlusundaki mağaralar ise oda olarak kullanılmıştır. Aya Elena Kilisesi giriş ücreti bulunmamaktadır ve cuma günleri dışında hizmet vermektedir.

Buradan yürüyerek köyün iç kısımlarına ilerliyoruz, sağımızda kalacak Sille Mağaralarına tırmandıktan sonra buranın mazisini rehberimizden dinliyoruz.

SİLLE MAĞARALARI: Buradaki mağaraların 11. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. İlçedeki mağaraların yaklaşık olarak 40 adet olduğu belirtilmektedir. Mağaraların oyulması yoluyla yapılan manastır da erken dönem Hristiyanlık eserlerinden biri olarak kabul görür.

Köyün içerisinde vereceğimiz molanın ardından, aracımızla Semt Pazarına gidiyoruz, Türkiye’de pazarlar Günün sonunda biraz daha ekonomik fiyatlarda olurlar, satılmamış ürünlerin satılması, depolara gitmemesi amaç edinilir, Akşam yemeğimiz için Rehberimizin bildireceği Malzemeleri alıyoruz. Akşam yemeğimiz sonrasında ise Ülkemize götürmek için yapacağımız Turşular için Malzeme ve Şişe alımlarını yapıyoruz.

Alış verişimizin ardından ATÖLYEMİZE dönüyoruz, evimizde vereceğimiz dinlenme ve atölye hazırlık için vereceğimiz serbest zamanın ardından rehberimizin bildirdiği saatte Mutfakta hazırlanıyoruz. Bugün menümüz: Tutmaç Çorbası – Topalak Yemeği – İrmik Helvası – üzüm Hoşafından oluşuyor. Şefimizin tarifi ile başladığımız programda bir taraftan rehberimiz yemeklerimizin mazisini anlatacaktır, yemeklerimizin ardından tabiî ki bugünde bir jürimiz olacak ve puanlama yapacak, işini iyi yapan ödüllendirilecektir.  Sonrasında Konaklama için otelimize gidiyoruz.                        

4.GÜN

MEVLEVİLİK – MEVLANA

Bugün maneviyatı yüksek bir gün yaşayacağız, kahvaltımız alıyor ve rehberimizin gün içerisinde yapılacak programı anlatmasının ardından Konya Şehir merkezine hareket ediyoruz.

Öncelikle Türklerde Hunlardan, Selçukluya Osmanlıdan Türkiye Cumhuriyetine değişmeyen gelenek büyüklerin ve eğitenlerin öncelikli olmasıdır, bu sebeple Mevlana’nın Hocası eğitmeni Şems Tebriz ilk ziyaret noktamız oluyor, ŞEMS TEBRİZİ

MEVLANA’NIN; Onun ışığı vurmazdan önce ölü bir nakıştım sadece taş duvarlarınızda. O, elindeki yay ile vurmazdan önce tellerime; hep aynı nameyi çalıp söyleyen, kendi sesine yabancı bir kuru rebaptım. Ben onun avucunda bağlar, bahçeler ağaçlar görür; deryalar gibi geniş, deryalar kadar berrak sular görürüm. Onun avucunda çıkan ağaçların gölgesinde dinlenirim. Dediği Şems Tebrizi hakkında bilgi alıyoruz, ve KADİM DOSTU, Mevlana Celaddini Rumiye gidiyoruz.

MEVLANA MÜZESİ: Eskiden Mevlâna'nın dergâhı olan,1926 yılından beri faaliyet gösteren "Mevlana Türbesi" olarak da anılan, türbesi dört fil ayağı üzerine yapılan Komplekstir. Müze alanı bahçesi ile birlikte 6.500 m² iken, yeri istimlak edilerek Gül Bahçesi olarak düzenlenen bölümlerle birlikte 18.000 m²ye ulaşmıştır. Müzenin avlusuna "Dervîşân Kapısı" ndan girilir. Avlunun kuzey ve batı yönü boyunca derviş hücreleri yer almaktadır. Güney yönü, matbah ve Hürrem Paşa Türbesi'nden sonra, Üçler Mezarlığı'na açılan Hâmûşân (Susmuşlar) Kapısı ile son bulur. Avlunun doğusunda ise Sinan Paşa, Fatma Hatun ve Hasan Paşa türbeleri yanında semahane ve mescit bölümleri ile Mevlâna ve aile fertlerinin mezarlarının da içerisinde bulunduğu ana bina yer alır. Avluya Yavuz Sultan Selim'in 1512 yılında yaptırdığı üzeri kapalı şadırvan ile "Şeb-i Arûs" havuzu ve avlunun kuzey yönünde yer alan selsebil adı verilen çeşme, ayrı bir renk katmaktadır. Rehberimizle birlikte ayrıntısıyla gezeceğimiz müzenin sonrasında öğle yemeğimizi özel bir restoran olan SOMATÇI’da alıyoruz. MEVLEVİ yemeklerini tadacağımız bu restoranda merak ettiğiniz yemeklerinde tariflerini alabilecekseniz. Bugün Öğle yemeği Menümüz (Şükür Tabağı,Sirkenci Gün,Hassaten Lokma,Badem Helvası ) olacaktır.

(Mevlevi Mutfağı) Bölgede Farklı konsepti ile dikkat çeken Cafelerde vereceğimiz küçük molalar sonrasında Rehberimiz ile birlikte Mevlana Çarşısından geçerek Aziziye Camii görülüp anlatılacak ve sonrasında BEDESTEN’de serbest zaman verilecek.
"Gel, Gel, ne olursan ol, gel! İster kâfir, ister mecûsî, ister puta tapan ol, gel!Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir.Yüz kerre tövbeni bozmuş olsan da yine gel!" Diye insanlığa seslenen Mevlâna’nın bölgesinden usulca uzaklaşıyoruz. Konya’nın ilk yerleşim yerlerinden olan Meram bölgesine gidiyoruz. Vakt-i Şerif hayrola; hayırlar fethola; şerler defola; derviş kardeşimizin hizmetleri mübarek ola. Hû diyelim, Hû.. gülbangı ile Mevlevi dergahının önemli isimlerinden ATEŞBAZ VELİ türbesine gidiyoruz. Bir aşçı olmasına karşın türbesi bulunan tek kişidir. Ateşbaz Veli.. Konya Gastronomisinin Ana Temasını oluşturur, her yıl düzenli olarak Yemek yarışmaları yapılmaktadır..

Bağları ile Meşhur Meram’a devam ediyoruz, Sözlüklerde,"İstek,amaç,gaye,maksat" anlamına geldiğinden bahsedilen "MERAM" kelimesi, Evliya Çelebi, Seyahatnamesi'nde gezip-gördüğü yerler arasında bağ bahçe, bostanlardan söz ederken bağlık-bahçelik bu yerlere her defasında "Bağ-ı Meram" ifadesini kullanmaktadır; hatta buraların Konya'nın Meram'ı gibi olduğunu ifade etmektedir. “ Peçevi şehrinin Baruthane mesiresi, Kırım’ın Sudak Bağı, İstanbul’un 175 ten fazla bahçe ve gülistanları, Tebriz’in Şah-ı Cihanbağı, Konya’nın Meram Mesiresinin yanında bir çemenzar bile değildir. Meram’da göreceğimiz yerler arasında Seyir Terası – Tavus Baba ve Mesire alanı olacaktır.

Akşam yemeğimizi Meram’da alıyoruz. BugünAkşam menümüzde Tandır Çorbası – Tandır Kebabı ve Saç arası olacaktır. Yemeğimizi aldıktan sonra aracımızla MEVLANA KÜLTÜR MERKEZİNE gidiyoruz.

NOT: Bu akşam atölyemizde yemek yapımı olmayacaktır. Sema programına katılacağız.

MEVLEVİ SEMA TÖRENİ: Allah’a ulaşma yolunun derecelerini sembolize eden, içinde dini öğe ve temalar barındıran ve bu haliyle ayrıntılı kural ve niteliklere sahip tasavvufî bir törendir. Mevlevîliğe özel bu seremoni, 17 Aralık 1273 zamanında belli bir kurala bağlı kalmaksızın yapılmaktadır, Tören, birbiriyle bütünlük içinde farklı tasavvufî anlamlar içeren naat, ney taksimi, peşrev, Devr-i Veledî ve dört selâm bölümünden oluşmaktadır. Sema Töreni, Mevlevîlik kültürünün doğru olarak aktarılabileceği mekânlarda gelenekten gelen Mevlevî müziği ile icra edilir. Itri’nin rast makamında bestelediği 17. yüzyılın sonundan itibaren çalınmakta olan naat-ı şerif ile törene başlanır. Pir Adil Çelebi gibi bestekârlar tarafından bestelenmiş ilahiler, müzik eğitimi almış koro tarafından okunur. Ney, kudüm ve ut gibi enstrümanlar, koroya eşlik eder.

Program yaklaşık 2 saat sürmektedir. Programın bitiminden sonra Otele transfer ve Konaklama